24 Eylül 2016 Cumartesi

Bu Defanslarla Bu Kadar

Vodafone Arena’da oynanan ilk derbi maçına Galatasaray oyun mesafesini kısaltıp orta alanda oyunu sıkıştırarak orta sahayı ele alma düşüncesiyle başladı maça. Beşiktaş ise buna karşılık Galatasaray defansına pres yaparak oyun kurulmasını engelledi. İki teknik hoca hedefledikleri oyunu Eren’in golüyle onuncu dakikada değiştirmek zorunda kaldılar. Golden sonra Galatasaray mesafeyi genişleterek kendi yarı sahasına çekildi. Önder Özen ve Biliç alt yapısı ile kurulan Beşiktaş’tan çok farklı oyun sergileyen yeni bir formatla oynamaya çalışan Beşiktaş ise rakibin yaptığı bu taktiksel hamleler karşısında dahi cevap verip orta sahanın kontrolünü eline alamadı. İki hocanın sahaya yansıttığı taktik savaşları karşısında ise goller defans hatalarıyla geldi.
Beşiktaş önde pres yapma gayretindeydi fakat bu gayret öyle plansız ve düzensizdi ki bu preslere karşı Galatasaray takımı topa pasla kolayca yön vermesini bildi ve rakibin üzerinde uygulamaya çalıştığı baskıyı rakibi aleyhine çevirerek kanatlarını çok etkili kullandı. Beşiktaş bu sene alıştığımız oyundan farklı bir oyun sergiliyor ve bu oyun düzeniyle orta sahanın kontrolünü eline alması çok zor. Oyunu geriden okuyabilen ve pas trafiğine yöne veren Oğuzhan Şenol Hoca tarafından rakip defansın içine atılarak etkisiz hale getiriliyor. Derbi maçta da henüz on numara futbolunu oynamaya alışık olmayan yıldız oyuncu etkisiz oyunuyla tribünlerden en çok tepkiyi gören isim oldu. Orta üçlünün birbirine yakın oynayıp orta sahayı ele geçirmeyi başarabilen Beşiktaş defansından orta üçlüsü kopuk hem ilerde hem geride rakibine yenik düşen Beşiktaş orta sahasına bir geçiş vardı bu akşam. Böyle olunca rakibi karşılamakta zorlandı Beşiktaş takımı. Bu duruma ek olarak Beşiktaş’ın kronikleşen defans problemi Şenol Hoca zamanında da çözüme kavuşamadı. Beşiktaş sadece duran toplarda pozisyon vermiyor ceza sahası içine atılan her topta gol yeme tehlikesi yaşıyor. İlk yarı oyunu elinde tutan Galatasaray’a karşı ikinci yarı iki değişiklikle başladı Beşiktaş ve rakip yarı alanda gol bulmak için gereken hücum etkinliklerini de oyuncu değişiklikleri ile gerçekleştirdi. Gol bulmak için yüklenen Beşiktaş’a Galatasaray tepki veremeyince de goller peş peşe geldi.
Beşiktaş’ın orta sahasından çekinen ve ilk önlemi orta sahayı ele geçirmek üzere planlayan Riekerink oyun mesafesini kısaltarak bu isteğini gerçekleştirdi. Beşiktaş presleri karşısında pas yapmayı başaran sarı kırmızılı ekip bu paslı oyunuyla hem oyun üstünlüğünü hem de psikolojik üstünlüğünü eline almayı başardı. Goller dışında da Beşiktaş kalesinde pozisyonlar bulmayı başarabilen Galatasaray takımı ikinci yarı aynı oyununu devam ettirmek yerine geriye yaslanmayı tercih edince kalesinde pozisyonlar görmeye başladı ve kornerde Beşiktaşlı oyuncuları izleyen savunma karşısında topu kalesinde buldu. Şenol Hoca’nın oyuncu değişiklerine karşı bir reaksiyon veremeyen Riekerink ise daha sonra yaptığı hamlelerle de başarıya ulaşamadı ve 2-0’lık Vodafone Arena deplasmanında bir puana razı oldu.

İki takımın oynamaya çalıştıkları oyunlar ve hocalarının taktiksel hamlelerinden öte defans hataları oyunun kaderini belirledi. Kornerlerde adam paylaşımı yapamayan ve topun karşısına geçmekte başarısız olan iki takımın savunma oyuncuları gollerin gelmesine sebep oldu. Bruma’nın topla driplingi karşısında müdahale etmek yerine seyretmeyi tercih eden Beşiktaş defansına karşı Tosiç’in hücum bölgesinde topu içeri göndermesine seyirci kalan ve Cenk’in topla buluşmasını engelleyemeyen Galatasaray defansı skorun 2-2 olmasının tek sebebi oldu. Defans yerleşimlerini düzenleyemeyen büyük takımların görsel manada taktiksel bir oyun sergilemeleri çokta mümkün olmayacaktır.

18 Eylül 2016 Pazar

İlk Defa Sorunsuz

Uzun senelerdir Manisa’da galip gelemediği Akhisar karşısında bu kez deplasmanda rahat bir galibiyet almayı başardı Beşiktaş. Ancak maçın analizinin önüne geçen bir zemin vardı Manisa’da. Akhisar takımı Spor Toto Süper Lig’de yer aldığı günden bu yana saha zemininde herhangi bir iyileştirme çalışması yapılmadı ve senelerdir bu kötü zemin karşısında TFF Akhisar kulübüne herhangi bir yaptırımda bulunmadı. Bu durum futbolun seyir zevkini en alt düzeye indiriyor.  Futbol açısından bu kadar elverişsiz bir zeminin olması aynı zamanda Akhisar takımının kendi oyununu oynamasına da engel oluyor. Beşiktaş karşısında kontra atak oynamak için topun arkasına takım halinde geçmeye çalışan Manisa ekibi kazandığı topları hızlı bir şekilde rakip yarı sahaya taşıyamadı. Forvet Rodellaga zemin nedeniyle o kadar ağır kaldı ki bir pozisyonda yavaşlığı ile bilinen Tosiç dahi pozisyonu engellemeyi başardı.
Zeminin etkilerinin dışında ise teknik direktör değişimi ile takımın başına Tolunay Kafkas gibi ligin başarısız hocalarından birini getiren Akhisar kulübü alışılagelmiş oyunundan çok uzak bir görüntü sergiledi. Dağınık Akhisar orta sahası topu hücum bölgesine taşıyamadı ve geçen senenin gol kralı adaylarından Rodellega gol pozisyonuna dahi giremedi. Akhisar’ın bu etkisizliğinin dışında Beşiktaş orta sahasında Atiba ve Gökhan'ın oyunları da galibiyette etkili oldu. Top kazanan ve kazandığı topları isabetli kullanan bu iki oyuncu topu ileriye taşımada da etkili olunca Beşiktaş hücumları tehlikeli olmayı başardı. Beşiktaş orta sahasının bu etkisinin dışında kanat oyuncuları Olcay ve Quaresma'nın verimsizliği skorun daha da farklı olmasını engelledi. Yetenekleri kısıtlı olan Olcay'ın boş koşu dışında fazla bir etkinliğinin olmaması Quaresma'nında takım oyunundan uzak görüntüsü Beşiktaş hücumlarının sürekli hale gelmesini engelliyor ve bu iki oyuncu Beşiktaş'ta el freni etkisi yaratıyorlar. Şenol Güneş Kartal'ın kanatları açısından mutlaka bir çözüm düşünmeli aksi takdirde kanatları olmaysan Kartal rakiplerinden fazla uzaklaşamaz.
Beşiktaş sezon başında en önemli transferlerini Caner ve Gökhan ile yaptı. Hücum futbolu sergileyen bir takımın beklerinde böylesine iki oyuncu olunca hücumsal anlamda silahlarınız çoğalıyor ve rakip için kontrol edilmesi zor bir takım haline geliyorsunuz. Önceki senelerde seri paslaşmalarla göbekten rakip kaleye hızlıca gidebilen Beşiktaş, şimdi kanat ortalarıyla da rakibe tehdit oluşturmayı başarıyor. Nitekim ilk gol oyun vizyonu çok geniş olan Gökhan İnler'in ara pası sonucu bir orta saha organizasyonuyla ikinci gol ise Caner'in içeriye gönderdiği etkili bir orta sonucunda geldi.
Beşiktaş'ın rakiplerinin bir adım önde olmasının en büyük nedeni ise yedek kulübesidir. Bugün kenardan Tolgay, Adriano ve Abaoubakar oyuna dâhil oldular. Bu üç isim Spor Toto Süper Lig'in büyük takımları dahil her takımında ilk on bir de görev alabilecek ve takımlarının kilit oyuncuları olabilecek futbolcular. Beşiktaş'ın kadro derinliğinin kaliteli oyuncularla sağlanması Beşiktaş'ı rakiplerinin önüne geçiriyor.

           Futbol oynamaya uygun olmayan bir zeminde kaliteli futbolcularıyla fark yaratan Beşiktaş, hücum potansiyelinin çok yüksek ve çeşitli olduğunu göstererek bir sonraki hafta oynanacak derbi maç öncesinde taraftarına güven vermeyi başardı. Evinde Galatasaray’ı ağırlayacak olan Beşiktaş bu haftaki oyunlar sonunda derbinin favorisi konumunda. Kanatlarını verimli kullanabilen bir Beşiktaş favorisi olduğu derbiyi kazanırsa şampiyonluğa uçmasında da hiçbir engel kalmayacaktır.

13 Eylül 2016 Salı

Yanlış Tercihler

Beşiktaş yedi sene sonra yer aldığı Şampiyonlar Ligi’nde Benfica karşısında yanlış tercihlerle doğru bir puan almayı son dakika golüyle başardı. Önemli oyuncularından yoksun ve genç bir Benfica karşısında Beşiktaş doğru oyun isteğiyle sahadaydı. Ancak doğru oyun için Şenol Hoca’nın oyuncu tercihleri son derece yanlıştı. Beşiktaş topa sahip olarak, oyunu kontrol altında tutarak grup aşamasında üst tur açısından rakibi olarak değerlendirilebilecek Benfica karşısında deplasmanda bir puan alarak avantajlı konuma gelmeyi başardı. Napoli’nin grup favorisi olarak görüldüğü ortamda Beşiktaş devler arenasına güzel bir başlangıç yaptı.
Puan ve oyun olarak güzel başlangıcın dışında Beşiktaş’ın gruptaki kalan beş maçında bugün sahada yapılan hataların sayısını minimuma indirmesi gerekecektir. Bu hataların başında Şenol Hoca’nın Tolga takıntısı geliyor kuşkusuz. Uzun toplardan ziyade defanstan kısa paslarla topu üçüncü bölgeye taşımak için bir oyun sistemi kurmuştu Şenol Hoca. Bu plan maçın sadece 20 dakikası uygulanmaya çalışıldı. Maçın ilerleyen bölümlerinde bu taktikten hemen vazgeçildi. Bu durumun en büyük neden kaleci Tolga’nın oyun kurma konusunda var olan beceriksizliğidir. Oyunun içinde kaybolan ve top tutma konusunda yetersiz olan kaleci Tolga daha önceki Avrupa maceralarının hüsranla sonuçlanmasında da başroldü. Tolga’nın önünde oynayan dörtlüden sadece Beck sahada çok sırıttı. Şampiyonlar Ligi’nde defansı sağlam tutma mecburiyeti sonucu sağ bekte Beck’e şans vermişti hoca. Yapılan planların aksine Beck Beşiktaş hücumlarını sürekli yavaşlatıyor ve takımın ileri gitmesini engelliyor. Defansta yaptığı katkı Gökhan Gönül’le eş değerken hücum konusunda hiçbir artısı olmayan Beck en büyüklerin yer aldığı bu turnuvada Beşiktaş’ı sadece geriye götürür.
Orta saha da pas aksiyonları ile topa hakim olmayı başaran Beşiktaş’ta bugün kanat oyuncuları Beşiktaş’ın on numarası ve forvetinin oyunun içine dahil olmalarını engellediler. Savunma boyutu düşünülerek solda Adriano ve Caner ile başlanmıştı ancak ilk yarı da önde oynayan Caner ve ikinci yarının bir kısmında yer alan Adriano takımın hücum aksiyonlarında yer alamadılar. Kaldı ki sürekli koşan ve ileride sürekli pozisyon bulmayı başarabilen Olcay varken solbekin sol açıkta oynatılmasının hiçbir mantıklı izahı yoktur. Sağ açıkta yer alan Quaresma ise kesinlikle bu takımdan uzaklaştırılmalı. Yaptığı birkaç şova yönelik hareket dışında Beşiktaş takımına katkısı yok Quaresma’nın. Bunun dışında ise takımın hücum aksiyonlarında sürekli top kullanma isteği ve takım oyunundan uzak görüntüsü Oğuzhan’ın on numara da topla buluşmasını ve santrforun yaptığı koşuların sonuç bulmasını engelliyor. Bu duruma ek olarak sağ açığın defansın en gerisinde top kaptırmasının futbol anlamında bir açıklaması yoktur. Forvet konusunda ise 3 maçta 4 gol 1 asistle oynayan Cenk’i kenarda başlatarak Vincent’i oynatmanın amacı nedir? Bir forvet ilk defa ilk on bir şansını Şampiyonlar Ligi’nde mi bulur? Tüm bu sorulara doğru dürüst bir cevap bulamıyorken oynattığınız oyuncu ise sürekli stoperler arasında kaybolarak bir pas istasyonu görevini gerçekleştiremedi. Topla buluştuğu anların çoğunda ise ofsayt pozisyonunda yakalandı. Yapılan bu yanlışlar sonucu kalemizde golü görmüşken Cenk, Talisca ve Olcay değişiklikleri oyunu elimize almamızı sağladı. Beşiktaş ikinci yarıda belki galibiyeti getirecek golleri de bulabilirdi. Haliyle bu durumu görünce neden maça böyle başlanmadı ve neden sürekli şapkadan bir tavşan çıkarılmaya çalışılıyor? soruları akla geliyor.

Şenol Hoca öncelikle Tolga takıntısından vazgeçerek eldeki bu geniş kadrosunu doğru tercihler yaparak kullanırsa Beşiktaş gruptan çıkmayı başarabilecektir. Bunun dışında Quresma’nın bu takıma zarar vermesi engellenemezse ve sürekli Şenol Hoca oyunculardan mevkisi dışında aksiyonlar beklerse Beşiktaş Avrupa Ligi’ne bile kalamayacaktır. Maç yazısı sonunda Talisca’nın sürekli sonuca yönelik oyunu ile yeteneğini ve Tosiç’in defanstaki hatasız oyununu alkışlamak gerekir.

10 Eylül 2016 Cumartesi

Savunmaya Dikkat

Şampiyonluğu getiren takımdan sadece 2 oyuncu vardı bugün Beşiktaş’ın on birinde. Taraftarın heyecanla performanslarını beklediği yeni transferler ve geçen sezonun yedek oyuncuları, öncelikle oyun olarak klasik Anadolu takımı tanımlamasının dışına çıkan bir takımla karşılaştı sahada. Igor Tudor yönetimindeki Karabük futbol oyununu sıkıcı hale getirmeden savunma yapan ve ilerde hızlı oyuncularıyla çoğalarak gol bulmaya çalışan kaliteli bir ekip. Bugün de bu oyun taktiklerini Beşiktaş’ın orta sahadaki pas trafiğini engelleyerek uygulamaya çalıştılar. Orta sahada pas trafiğini önleyerek topun kanatlarla yön bulmasını isteyen Karabük hocası yeni transferler Gökhan ve Caner’in bugün ön plana çıkmasına istemeden de olsa katkı sağladı.
Beşiktaş ilk yarısını büyük güç ve efor sarf ederek üst düzey oynadığı maçta ikinci yarı oyunun dengeye gelmesine izin verdi. İlk yarıda kaybettiği her top sonrasında topu kazanmaya çalışan ve bu isteğini orta alanda gerçekleştirerek rakibi hücuma çıkarmayan Beşiktaş; orta alan üçlüsünün sürekli kanat değiştirerek hücuma yön verdiği futbolla büyük keyif verdi. Sosa’nın gidişi bu takımı nasıl etkiler derken, Beşiktaş on numara sıkıntısı çekecek yorumları yapılırken, Gökhan İnler defans arkasına attığı ters toplarla Beşiktaş hücumlarının on numaraya gelmeden de kurulabileceğini müthiş performansıyla göstermeyi başardı. Her gün üzerine koyarak kendini ve oyununu geliştiren Tolgay ve henüz takıma alışamasa da skora çok fazla etki edeceğini kanıtlayan Tellisca Beşiktaş orta sahası açısından taraftara güven veren bir futbol sergilediler. Orta alanın bu oyununa birde Beşiktaş hücumlarında 2’li forvet olarak oynayan Cenk ve Ömer’in performansları eklenince Beşiktaş yine golleri rahat bularak oyunu eline almayı başardı. Birçok genç yeteneği futbolun çöplüğüne yollayan Türk spor medyasının Cenk’in üzerinde oluşturmaya çalıştığı Mario Gomez baskısına ise Cenk 3 maçta 4 gol atarak mükemmel bir cevap vermeyi başardı.
Hücumda var olan becerilerin aksine defans göbeğinde sıkıntı yaşayan ve bunu büyük maçlarda çok hissedecek bir Beşiktaş vardı sahada. Türk hocaların sürekli kimyager gibi davranarak orjini farklı oyunculardan bambaşka mevkilere yeni oyuncu yaratma çabaları bugün Beşiktaş’ta da kendini gösterdi ve sol bek Tosiç’in stoper performansı Beşiktaş’ın savunmada sorun yaşamasına neden oldu. Rhodolfo ve Atınç’ın Tosiç’in yerine sahada olmamaları rakibin topu Beşiktaş ceza sahasına  getirdiği her an tehlike oluşmasına sebep oldu. Asıl mevkii stoper olan oyuncunu kenarda oturtup aslen sol bek olan oyuncuyu stoper tandeminde oynatmanın Beşiktaş savunmasına hiçbir katkısı olmayacaktır. Futbolun basitliği karşısında onu zor bir uğraşmış gibi gösteren bu hamleler takımlara hiçbir zaman fayda getirmedi. Tosiç ancak Türkiye Kupası maçlarında Beşiktaş savunmasında görev alabilir. Beşiktaş’ın hücumda gösterdiği baskılı ve hücum oyunun süreklilik arz edebilmesi için Beşiktaş savunmasının top kullanabilen ve hızlı stoperlerden oluşması gerekecektir. Aksi takdirde Beşiktaş kenar oyuncuları hızlı ve çabuk top yapabilen takımlar karşısında sürekli pozisyon vermekten kurtulamayacaktır. Savunmanın başladığı yer olan kaleci mevkiinde de uzun süre sonra top kullanabilen bir kaleci görmek derin bir oh çektirdi.

Bu akşam oynanan Karabük maçı Beşiktaş yönetiminin gelişimini de gösteren bir maç oldu. Sahada bir dönem Florya’dan kramponlarını alıp takıma katılacak, çok iyi olacak denilen Danny ve Beşiktaş’ın ezeli rakiplerinden aldığı Caner ve Gökhan aynı anda yer aldı. Ezeli rakiplerden transfer yapılacaksa o takımın oyununu ayakta tutan oyuncularının alınmasının gözden çıkarılan oyuncuların alınmasından çok daha faydalı olacağını ilk defa beklerini hücuma çıkaran Beşiktaş oyunuyla bugün sahada görmüş olduk. Beşiktaş; bu ligin transfer dönemini en iyi geçiren ve yeni transferleriyle en iyi futbolu oynayan takımı konumunda. Hedeflenen başarıların yakalanmasının önünde stoper engeli çıkmadığı sürece Kartal daha coşkulu ve yalnız uçacaktır.

26 Ağustos 2016 Cuma

Cevapsız Sorular

Anadolu takımı futbol anlayışı klişesine güncellemeler yükleyerek yeni bir oyun sistemi kuran ve bu oyun sistemiyle sürdürülebilir başarılara aday Konyaspor’u yaratan Aykut Kocaman Türkiye futbolunda en çok saygı duyulması gereken kişilerin başında geliyor.  Kişisel olarak bu saygım oynattığı zevksiz futbola değil yakaladığı başarılara ve bir Anadolu kulübünün söz sahibi olmasında gösterdiği çabayadır.
Cuma akşamı da Aykut Kocaman yine bilinen sistemiyle ve karşısında Beşiktaş olmasının getirisiyle sistemi daha da katılaştırarak sahadaydı. Topu rakibe veren ve kendi yarı sahasının her alanını kapatarak oyunu olabildiğine zevksiz hale getiren Konyaspor karşısında ise Beşiktaş orta alanda kayboldu. Orta sahada yetenekleriyle adam eksiltebilen Tolgay ve Oğuzhan bugün bu özelliklerini gösterebilecek alan dahi bulamadı Konyaspor savunması karşısında. Bu duruma ek olarak Sosa’nın cezası Tolgay’a yüklenmişçesine Şenol Hoca ilk maçta olduğu gibi bugün de Tolgay’ı 10 numara olarak sahaya sürdü . Daha önce o bölgede oynamış Oğuzhan geçici bir süreliğine dahi olsa Şenol Hoca tarafından Sosa’nın yerine çekilmedi. Hal böyle olunca Beşiktaş ne Tolgay’dan ne Oğuzhan’dan verim alabildi Konya deplasmanında. Orta saha üçlüsüyle geçen sezon şampiyonluğa ulaşan Beşiktaş; iki oyuncusundan tam verim alamazken Atiba’da geçen seneki performansından çok uzak bir görüntü sergiledi. Yine çok koşan mücadele eden bir  Atiba vardı sahada ancak profesyonelliğin tanımı kendisinden beklenmeyen hatalar yaptı.  İsabetli pas yüzdesi şampiyonluk sezonundaki yüzdesine henüz yaklaşamadı.
Orta saha eleştirisinin ardından Şenol Hoca’nın çaresiz kaldığı nokta değerlendirmeli ve bu takımın hala neden bir stoperi yok Beşiktaş yönetimine sorulmalı. Şampiyonlar Ligi kurası çekildiği andan itibaren medya da yer alan kolay grup masalları ve bunun yanında hala stoperde Necip’in oynadığı gerçeği taraftarın yaşadığı çelişkiyi göstermek için yeterli. Üst düzey takımlara karşı mücadele edeceğiniz bir arenada Türkiye’de göstermiş olduğunuz defansif performansı tekrar ederseniz masal olarak baktığınız gruptan kabuslar görerek liginize geri dönersiniz. Türk futbolunun gelişmesini en çok beklediği isimlerden biri olan Necip Uysal artık beklenen performansı göstermesi gereken yaşlarında sahaya her an kırmızı görmeye müsait bir gladyatör edasıyla çıkıyor. Savaşçı orta sahanın mantığını fiziksel müdahaleden öteye geçiremeyen bir futbolcuya büyük takım kadrosunda neden yer verilir anlaşılmazken bir de o oyuncudan joker yaratmaya çabalamak nedendir? Rhodolfo oynayabilecek durumdaysa, hazırlık mücadelelerinde şans verildiyse bugün neden Necip yerine sahada yer almaz? Bugün Beşiktaş yediği iki golü de defansta önce Tosic’in sonrasında Necip’in hatalarıyla kalesinde gördü. Transfere az para harcamak, bunun için beklemek, adınıza capslarin yapılması göz boyayıcı olabilir ancak geçen süre zarfında eksiklerinizden dolayı kaybettiklerinizden de yöneticiler olarak sizler sorumlu olacaksınız. Beşiktaş’ın geçen sezonun ikinci yarısından itibaren var olan stoper eksikliği hala daha giderilemedi. Kaldı ki henüz gündemde net bir stoper ismi de yer almıyor. Bir diğer soruda Şenol Hoca’ya sorulmalı kadroda düşünmediği Franco, Miloseviç ve Delgado stoper pozisyonunda Necip’in dahi arkasında mı kalıyorlardı? Bu oyunculardan en az biri elde tutularak bugün stoperde kadro derinliği yaratılamaz mıydı? Stoper mevkii dışında Şenol Hoca’ya sorulması gereken diğer soru ise neden bu Tolga ısrarı? Topu oyuna sokamayan, kaleyi bulan her şutta taraftarlara kalp krizleri yaşatan, kaleci olduğu her maçta dosta korku düşmana güven salan Tolga Zengin ısrarı neden?

Bugün sistem ezberi kuvvetli olan Konyaspor karşısında puan kaybetmekten başka çıkar yolu olmayan Beşiktaş;  lig başarısını devam ettirmek ve üzerine Şampiyonlar Ligi başarısı eklemek istiyorsa,  önce yöneticiler ve ardından Şenol Hoca sorulara doğru cevaplar vermek ve bu cevapları takıma uygulamak zorundalar. Aksi halde Beşiktaş sağlamış olduğu başarılı yapıya rağmen hiç hak etmediği senaryoların başrolü olabilir. 

20 Ağustos 2016 Cumartesi

Gollü Başlangıç

    Geçen sezonun şampiyon takımı Beşiktaş, hücum organizasyonlarının temel oyuncularından Sosa, Gomez ve Gökhan gibi üç önemli aktörünü kaybederek sezona başladı. Türk futbolunu Dünya futbolundan ayıran en önemli özelliklerinden bir tanesi kaybedilen oyunculara karşı alınan tutumdur. Dünya futbolunda ve özellikle futbol ekolü var olan ülkelerde takımlar, sistemler üzerinden şekil alırlar ve giden oyuncunun arkasından ağıtlar yakılmaz.  Şenol Hoca’nın verdiği Barcelona örneğinin aksine A. Madrid başarılı olduğu sezonlarda da oyuncu ihracatını en üst seviyelerde sürdürmeyi başarabilmiş ve bu duruma rağmen başarısını devamlı hale getirebilmiştir. Demem o ki oyuncular üzerinden gelen başarının yerine sistem başarısını koymayı hedefleyen Beşiktaş yönetimi istediği sonucu almaya her gün yaklaşmaktadır.
                Maça gelecek olursak Beşiktaş; Spor Toto Süper Lig’e yeni çıkan rakibi karşısında kendi seyircisi önünde maça hâkim olarak başladı ve oyunun üstünlüğünü ilk dakikalardan itibaren eline almayı başardı. Sezonun ilk maçı olması dolayısı ile henüz tam anlamıyla hazır olmayan Beşiktaş’ın maça bu şekilde başlaması önemliydi. Zira birinci ligden süper lige yükselen çoğu takımın düştüğü hatayı tekrarlayarak sayısız transfer yapan ve ahde vefa olsun diye yükselen hocayı değişmeyen Alanya’nın bu ligde tutunması oldukça zor. Beşiktaş yüzde yüz favorisi olarak çıktığı maçta sürpriz yaşamadı o kadar. Böyle bir karşılaşmanın ardından “Şampiyon Kaldığı Yerden” manşetleri demek olayı abartmaktan başka bir şey olmayacaktır.
                Beşiktaş, bir defa bile tehlikeli hücum girişiminde bulunmayan rakibi karşısında maçı kalesinde gol görerek tamamladı. Bu durum savunma hattının kırmızı alarm seviyesinde olduğunun göstergesidir. Necip’e yeteneğinden fazla görev vermek, ondan bir joker oyuncu yaratmaya çalışmak anlamsız bir çabadan öteye geçemez. Bu sebeple Beşiktaş’ın stoper bölgesine en az iki transfer yapması gerekmektedir.  Adriona’nun kariyeri ortadayken performansı hakkında eleştirel yorumlar yapmak pek mümkün gözükmese de form durumu henüz 90 dakika için yeterli değildi. Bu sebeple pozisyonda formunun üstündeki çabası sakatlanmasına sebep oldu. Ancak Beşiktaş geçen sezonlarda rakiplerinin çok gerisinde kaldığı savunma beklerinde bu sene farkı kapatacak transferler gerçekleştirdi. Orta saha üçlüsüne ise yeni katılan Tolgay, takımdan ayrılan Sosa’yı aratmayacak bir futbol sergiledi. Topu alınca yüzünü rakip yarı sahaya dönebilen ve dikine topla ve pasla kat edebilen Tolgay ilk haftadan takımın en etkili oyuncusuydu. Güçlenmiş fiziği ile Oğuzhan ise özellikle attığı golle Türkiye’de farklılık yaratacak seviyede bir futbolcu olduğunu yine göstermeyi başardı. Henüz kondisyon olarak hazır olmayan Beşiktaş maçın sonlarına doğru yorularak oyundan düşse de pas trafiği ile gol bulmayı başardı. Cenk Türkiye’nin en yetenekli oyuncularından biri ancak Cenk ve Tolgay’ın üzerinde kendilerini ispatlama kaygısı bir pranga gibi asılıyor. Hırsla sonuca yönelik oynama çabaları futbollarını olumsuz yönde etkilerken yaptıkları hatalar sonucunda moral olarak da çöküyorlar. Türk spor kamuoyunun baskıcı tutumunun Semih Şentürk’ü yedek golcü yapıp Guiza’nın bile arkasında beklettiği hatırlanırsa Beşiktaş yönetiminin yanlış hamleleri bu iki futbolcuyu kulübeye hapsedecektir. Biraz cesur olunarak spor medyasında ki futbol katillerinin düşüncelerinin aksine bu çocuklara şans verilmelidir. Beşiktaş’ın bu maçta ki asıl problemli mevkileri ise hücumun iki kanadıydı. Dünya futbolunda çalım atamayan, topla ilerleyemeyen, orta açamayan bir kanat oyuncusunun yeri yoktur. Olcay bu üç özellikten hiçbirine sahip değilken Kartal’ın kanadında kendisine nasıl yer buluyor çözemedim. Bir futbolcuya çok koşuyor diye bu kadar değer verilir mi? Bu kadar tahammül edilir mi? Eğer Anadolu kulübüysen ve hedefin ilk onsa sorunun cevabı evet olabilir ancak. Diğer kanada bakıldığında ise yukarıda sayılan üç özelliğin üçüne de sahip olan ancak bu yeteneklerini ne zaman kullanacağını bilmeyen, tribünlerden ismi haykırıldığında sahada uykuya dalan, sürekli olarak şova yönelik hareketler sergileyen ve her ikili mücadele de kendisini yerde gördüğümüz Quaresma boy gösteriyor. Bu iki oyuncu kanatlarda çok top kaybı yaparak Beşiktaş’ın atak akışını ve hücum sürekliliğini baltalıyorlar. Kartal’ın uçması gereken kanatları transferle tedavi edilerek Şampiyonlar Ligi seviyesine çıkarılmalı.
                Beşiktaş ligin ilk haftasında ligden düşmeye aday Alanyaspor karşısında bol gollü bir galibiyet elde etti ancak bu gollü galibiyet bile Beşiktaş’ın stoper ve kanat mevkilerinde ki eksikliklerini örtmeye yetmedi. Beşiktaş yönetiminin transferin ekonomik yönündeki çabaları Türk futbolu açısından takdir edilesidir ancak bu dakikadan sonra yaşanan gecikmeler Beşiktaş’ a zarar vermeye başlayacaktır ve oluşan zarar transferden elde edilen karla karşılanamayacak derecede büyük olacaktır.

                

21 Aralık 2015 Pazartesi

Rakipsiz Derbi

Beşiktaş derbiye rakibinden 2 gün daha az çalışarak çıktı sahaya. Yorgun Beşiktaş Avrupa’dan elenmenin verdiği durumla lige sarılmak zorunda kaldı. Pazartesi günü oynanan derbide Beşiktaş’ın galibiyetten başka şansı yoktu. Bu şartlar altında oyuna başlayan Beşiktaş ilk kırk beş dakika boyunca Galatasaray’ı adeta ezdi. Defansın göbeğinde hatasız oynayan bir ikili vardı. Sağ Beck kademe konusunda hiç hata yapmadı yavaşlığını aklıyla kontrol etti ve teknik olarak üstün bir şekilde üzerine gelen Yasin’in ataklarını çok iyi savuşturmayı başardı. İsmail ise sahanın en iyilerinden biriydi. İlk yarı Quaresma’nın pasıyla kaleciye karşı karşıya kaldığında ilk defa Beşiktaş beklerinden birini bu sezon gol pozisyonu içerisinde gördük. Orta sahada Beşiktaş Galatasaray’a göre çok üstündü ve buna engel olabilecek Sneijder üzerinde çok iyi baskı kurdu Beşiktaşlılar.
Chedjou’yu defansif orta saha olarak başlatmak Mustafa Denizli’nin klasik takım üzerinde oynamalarındandı ancak Chedjou ilk yarı Galatasaray’ın orta sahasında sırıttı. Hücumlarda ne yapacağını bilemedi, nerde duracağı konusunda pek bir fikri yoktu. Beşiktaş önde bastı ve rakibinin üzerine gelmesine engel oldu. Buna karşılık bir hamle yapmadı Denizli. İkinci yarıya kıpırdanarak başlayan Galatasaray, hareketlenmesini sadece Beşiktaş yarı sahasının orta sahasına kadar sürdürebildi. Nitekim maç boyunca gol pozisyonu bulamadı Galatasaray. Fener derbisinin aksine Beşiktaş bu derbide maçı tepeden tırnağa hak eden tarafken, sahada eksik olan tek handikaplı olduğu noktadan tecrübesiz Günay’ın hatasından golü kalesinde gördü. Bu gol sonrasında devamında gelen usta işi Mario Gomez golünden sonra ve kurtarışlarından sonra Ersan; genç eldivene sahada destek oldu ve ayağa kalkmasını sağladı.
Kerim değişikliğini defansa en çok koşan Olcay’ı çıkararak yapmasından dolayı pek anlam verememiştim doğrusu ancak yaptığı güzel ortada artık yeteneklerini dünya standartlarına ulaştırması gereken Gökhan Töre’nin golüyle sadece Beşiktaş maçta öne geçmedi. Skor tabelasına adalet geldi. Sahada Galatasaray takımı üzerine yorum yapılacak bir şey vermedi. Maçtan sonra hakem eleştirisi yapan Mustafa Denizli on maç oynamamış Tarık’ı kurtarıcı olarak neden sahaya sürdü, Tarık Mustafa Denizli’ye geçen maçta ne verdi sanırım açıklanacak bir tarafı yok. Galatasaray maçlarının bu seneki gazetelerde yer alan canlı anlatımlarında bütün paragraflar Muslera ile dolu. Bugün de en çok pozisyon verdiği maçı yaşaması söylediğimi örnekler nitelikte. Gergin ve bir şeyler üretmekten aciz bir Galatasaray kadrosu var.
Beşiktaş bu maçta “derbi kazanıyoruz be kardeşim!” dedirtti taraftarlarına. Genç kadrosunun üzerine yapılan tecrübeli transferler, dört sezondur oynanan aynı oyun tarzı Beşiktaş açısından meyvesini vermeli artık. Devre arasında yapılacak bir kaleci transferiyle Beşiktaş şampiyonluğun en büyük adayı olacaktır. Son olarak belirtmek gerekir ki Tolga taraftarın gazabına uğradı ve bugün kadroda yer almadı. Bu yapılan yönetimin ayıbıdır. Tolga’nın yeteneği ve kapasitesi belli, bu takıma birinci kaleci transfer etmezseniz oyuncularınız bekleneni veremediği için haklı olarak taraftarın gazabına uğrarlar. Bugün Günay’ın hatalı golünde Tolga’ya küfrettiği kadar küfretmedi kimse Günay’a. Bu durum devre arası mesajıdır teknik heyete ve yönetime.